Köy içi kültür merkezinde yapılan mekke'nin fethinin 1382 ci yıl dönümü programı çoşkulu ve duygulu bir şekilde kutlandı.
İstiklal marşı ve kuran tilaveti ile başladı.Selamlama konuşması yapan Anadolu gençlik Güngören şube başkanı Muhammet Resuloğlu gençliğin durumunu değerlendirirken "Gençliğin durumu çok kötü,uyuşturucu kullanım yaş oranı 14 dür.3 evlenenden biri boşanmaktadır.Ticaretimiz çalma üzerine kurulmuştur.Çek ve senedin güveni kalmamıştır"diyerek yaşamın neredece korkulu bir zaman olduğunu dile getirdi.Daha sonra konuşma yapan eski AGD başkanı Sp il başkan yardımcısı Abdulkadir Çelebi Gazze ziyaretinde götürülen selamın karşılığını getirdiğini söyledi.Gazzede yaşananları dile getiren eski başkan Abdulkadir Çelebi"Bilesinizki en önemlisi Türkiye.Türkiye'deki müslümanların üzerine düşen çok büyük yük var"dedi.Çok sayıda vatandaşların katıldığı programda semazen ve ilahi gurubu sahne aldı.Sinevizyon gösterisinde bulunuldu.
Bilindigi üzere yeryüzünün ilk binasi Kâbe’nin bulundugu sehir olan Mekke Islam Ordularinca 1 Ocak 630 tarihinde fethedilmistir. Anadolu Gençlik Dernegi öncülügünde geleneksel olarak düzenlenen fetih kutlamalari bu yil da ülkemiz genelinde birçok il ve ilçe merkezinde yapilan salon programlari ile gerçekleşti
Kelime olarak ‘’açmak’’ anlamina gelen fetih, yüreklerin ve yollarin tevhide açilmasidir. Fetih, bir beldenin ve o beldede yasayan insanlarin dimaglarinin Islam’a açilmasidir. Fetih, küfrün karanliginin Kelam-i Kadim’in berrakligiyla silinmesidir. Fetih, sonradan olma ilahlara reddiyedir. Fetih, insanlarin temel hak ve özgürlüklerini gasp eden zulüm düzeninden adil bir düzene geçen yolun açilmasidir.
Fetih zalimlerin degil Allah’in ayninda olan izzet ve serefle bütün insanligi tanistirma mücahedesidir. Fetih Islam’in karsisina çikanlarla en güzel bir sekilde ve hakki herkesin anlayabilecegi bir biçimde mücahede etmektir.
Âlemlerin Rabbi olan Allah’in bir ismi de Fettah’tir. Fettah, kendisine yönelen insanlarin kalbini imana açan, bütün güçlükleri kolaylastirarak ortadan kaldiran, her durumda üstün gelen, dilemesiyle kullarina fetihler nasip eden, fethin kapilarini Müslümanlara açan demektir.
Ister insani imanla bulusturan yüreklerin fethi olsun ister zulüm kaldirilarak toplumda haksizligin engellenmesi olsun, cihadsiz fetih söz konusu degildir.
Fetih; insanin, toplumun ve doganin, sevgiyle, merhametle ve adaletle bulusmasidir. Fetih insan olmanin, halife kilinmanin, daglarin yüklenmekten çekindigi bir yükü omuzlamanin ve kulluk sözü vermenin geregidir. Fetih sadece hakkin hâkimiyeti için çikilan bir seferin sonucu degil; bilakis o sefere çikabilme dirayetidir.
Fetih isgal degildir. Fetih bir irkin diger irki tarumar etmesi degildir, bir bölgenin halkinin diger bölge halkini sömürmesi degildir, insanlarin inanç ve düsüncülerini zorla degistirme degildir. Enerji kaynaklarini, yer alti yer üstü zenginliklerin ele geçirmek için savasanlar, insanlari imha etmek için savasanlar bunu anlayamaz.
Biz bir insanini kurtarmanin bütün insanlari kurtarmak gibi olduguna inaniriz. Biz bir insani haksiz yere öldürmenin de bütün insanlari haksiz yere öldürmek gibi olduguna inaniriz. Bir can kurtulsun diye kendi canimizdan geçeriz. Bunun adina sehadet denir. Sehadeti anlamayanlar fethi anlayamaz. Fetih ile isgali ayirt edemezler.
Mekke’nin Fethinin 1382. Yil Dönümü vesilesiyle Mekke sehrinin insanlik tarihindeki önemine de deginmek gerekir. Mekke yeryüzündeki ilk sehirdir. Ilk insan ve ilk peygamber olan Hazreti Adem (as)’in tevhid inancinin bir sembolü olarak, insanin yeryüzündeki sinanma serüveninin bir nisani olarak insa ettigi ilk bina yani Kabe bu sehirdedir. Âlemlere rahmet olarak gönderilmis son peygamber Hazreti Muhammed bu sehirde dogmustur. Kur’an-i Kerim’in ilk çagrisi bu sehrin sokaklarinda yanki bulmustur. Yeniden vücut bulan tevhid inancinin ilk sehitleri bu sehirden çikmistir. Tebligin 13 yil süren çileli günleri bu sehirde yasanmistir. Habesistan’a yapilan hicret de, Medine’ye yapilan hicret de bu sehirde yasanilan sikintili sürecin sonunda olmustur. Mekke o dönemin müslümanlari için iskencenin, boykotun, ambargonun, zulmün her türlüsünün tadildigi yasanilmaz bir sehir haline gelmistir.
Hicretin 6.yilinda Mekkeli müsriklerle imzalanan ve o zaman müslümanlarin aleyhine gibi görünen Hudeybiye Baris antlasmasinin iki yil geçmeden yine Mekkeli müsrikler tarafindan bozulmasi üzerine Mekke’nin fethine giden yol müslümanlara açilmis ve Mekke yeniden tevhid inancinin emin bir beldesi haline gelmistir. Islam Ordusu sehri en güzel sekilde teslim aldiginda Efendimiz(sav) Kabe kapisinda durarak Mekkelilere söyle seslenmistir: ‘’ Allah’tan baska ilah yoktur. O tektir ve ortagi yoktur. Allah vaadinde durdu ve kuluna zafer verdi. Yalniz basina bütün hizipleri maglup etti. Ey Kureysliler! Allah sizden cahiliye gururunu kaldirdi. Atalara tazim ve yüceltme aliskanligini giderdi. Bütün insanlar Adem’dendir, Adem ise topraktandir.’’ Ardindan Hucurat suresinin 13. Ayet-i Kerimesini okuyarak: ‘’ Ey insanlar, gerçekten biz sizi bir erkek e bir disiden yarattik ‘’ve birbirinizi tanimaniz ve tanismaniz’’ için sizi halklar ve kabileler seklinde kildik. Süphesiz Allah katinda sizden en üstün olaniniz takvaca en ileri de olaninizdir. Süphesiz Allah bilendir, haber alandir.’’ diyen Efendimiz (sav) topluluga seslenerek ‘’ Kureysliler! Size ne yapacagimi tahmin ediyorsunuz? ‘’ diye sormus, onlar da ‘’ Hayir bekleriz. Sen kerim bir kardes, kerim bir kardes oglusun’’ demislerdir. Efendimiz (sav)’in buyrugu ise ‘’Gidiniz hepiniz özgürsünüz’’ olmustur.
Günümüz müslümanlarin bu büyük fetihten çikaracagi bazi dersler vardir. Öncelikle müslümanlar verdikleri sözü tutarlar, yaptiklari antlasmayi bozmazlar. Zaferin Allah’tan olduguna inanirlar. Sabrin ve fedakârligin müslümanca bir yasam tarzinin geregi oldugunu bilirler. Islam’i yasamanin ancak cihad ile mümkün oldugunu idrak ederler. Zafere giden yolda en büyük gücün inanç oldugunun farkindadirlar. Emaneti ehil ellere teslim etmek gerektigine inanirlar. Fethin gayesinin ganimet elde etmek degil, yürekleri kazanmak oldugunu bilirler. Islam’in yasanmasinda kadin erkek tüm müslümanlarin beyat sorumlulugu oldugunun farkindadirlar. Bir müslümanin gücü nispetinde tüm yeryüzünden sorumlu oldugunu bilirler. Tevazünün, vefanin ve sadakatin müslüman ahlakinin vazgeçilmezleri olduguna inanirlar.
Her geçen 6 saniyede bir çocugun açlik nedeniyle öldügü, 840 milyon insanin her gece aç yattigi, 1 milyar 250 milyon insanin içme suyundan mahrum oldugu, 2 milyar insanin yoksulluk sinirinin altinda yasadigi bir dünyada yeni fetihlerin yüreklerde sevgiye, merhamete ve adalete giden yollari açmasi gerekmektedir. Ayrica yilbasi eglenceleri ile toplumsal çürümüslügün, kokusmuslugun ve duyarsizligin tavan yaptigi bir zaman diliminde Anadolu Gençlik erlerinin Mekke’nin Fethi kutlamalari asil bir durusun tüm dünyaya deklare edilmesidir.