Murat Kabaoğlu, "O Selalar Okunurken Hakikaten Çok Duygulandım"
İstanbul'un en büyük il derneklerinden biri olan Kastamonulular Dayanışma Derneği (Kas-Der) Güngören Şube Başkanı Murat Kabaoğlu, Türkiye'nin hafızasından silinmeyecek 15 Temmuz Darbe Girişiminin yaşandığı gece başından gecenleri ve sonrasını okuyucularımızla paylaştı.
15 Temmuz Güngören Destanı yazı dizimizin bu sayıda ki konuğu Kastamonulular Dayanışma Derneği Güngören Şube Başkanı Murat Kabaoğlu oldu. Murat Kabaoğlu'nun o gün ve sonrasında ki nöbetlerde ki anılarını siz değerli okuyucularımız için yaymlıyoruz.
15 Temmuz'da, darbenin olduğu gece ben Kastamolular Derneği'nin Beykoz şubesinde toplantıdaydım. Kastamolular Derneği Genel Merkezimizin yapacağı seçim için önceden 20 Şubemizin başkanıyla toplantı gerçekleştiriyorduk. O anda Esenyurt Şube Başkanımızın eşi geldi. Kendisi polismiş endişeli bir şekilde eşini götürmek için geldi. Tabi bizim birşeyden haberimiz yoktu. Darbe girişimi olduğunu bize söyledi. Biz ilk defa o gün saat 10.30 gibi o arkadaştan öğrendik. Tabi toplantımız Anadolu yakasında olduğu için her yerin kapatıldığı haberini aldık. Biz İstanbul'da 39 ilçede şubemiz var. Genel Merkezimiz Okmeydanı'nda biz hepimiz genel merkeze bağlıyız. O gece Genel Başkanımız Orhan Gümüş yanımıza geldi. Bizleri Beykoz sahilinden yatıyla alarak kuruçeşmeye geçirdi. Kuruçeşme'den bir taksici arkadaş bizi aldı. Güngören, Bakırköy, Zeytinburnu, Eyüp ve Kağıthane şube başkanlarını sabah 5'e kadar evlerine dağıttı. Ben uzun yıllardır Güngören Köyiçi Merkez Mahallesi'nde oturuyorum. Eve geldiğimde eşim çocuklarım hepside tedirgindi kimse uyumamış. Tabi o Geçeden itibaren nöbetlerimiz başladı. Buradaki Haznedar'daki parkta biz oraya görevli olarak her akşam geldik çünkü orada sivil toplum olarak değil de bütün halk katıldı. A parti, c parti, b parti diye bir şey kalmadı, orada birlik beraberlik olduğunu gördüm. Şimdi bu 15 Temmuz'u bir daha bu ülkeye Allah vermesin, gelmesini de istemem çok insanlar öldü çok insanların canı yandı. Darbecilerin çoğu tutuklanarak hapse atıldı. Belki burada suçsuz yere de insan var içeride belki suçları da var ama bilemem tabii bunu devlet daha iyi bilir, büyüklerimiz doğrusunu bilir. Ben isterimki bu ülkeye bir daha böyle şeyler yaşamasın zor bir süreç atlattık. Zaten görüyorsunuz çevremizde Suriye öyle, Irak öyle, İran'ı şu anda karıştırıyorlar.
Cumhurbaşkanımız o telefonla görüntülü olarak halkı sokağa çıkın bu ülke üç beş kişiye teslim olacak bir ülke değildir diye davet ettiği zaman beni en büyük etkileyen şey, Sabancının İkiz Kulelerinin ordan geçerken selalar başlamıştı. O selalar okunurken hakikaten çok duygulandım. Dedim ki bu ülke elden mi gidiyor o anki duygu çok farklı bir duyguydu ondan sonra cendereye indiğimde akın akın insanlar ilçelere toplanmaya gidiyorlardı. Ordan da havaalanına gidiyorlardı. Tabi biz o sıra yoldaydık.
Darbe girişiminin üstünden iki sene geçti. Zaten açıkladılar her sene bu anma törenleri yapılacak. O gece vatandaşlarımızdan ve darbeye karşı çıkan asker ve polislerden şehit olanlara Allah rahmet eylesin, gazi olanlara rabbim en kısa zamanda sağlık sıhhat versin. Ülkemiz her yere anıtlar yaparak bu olayı unutturmayacak, unutmayacağızda.
Nöbetlerde, biz sivil toplum olarak istanbul'da ki veya Güngören'deki dernek başkanlarıyla mesajlaşarak nöbet alanlarında toplandık. Zaten biz her akşam Haznedar Parktaydık. Önce oraya giderek vakit namazımızı kılıyorduk Ondan sonra Kaymakamımız, Belediye Başkanımız ve ilçe başkanları felan oturuyorduk sohbet ediyorduk ondan sonra protokol yerine geçiyorduk o günkü konuşmacı kim varsa konuşmasını yapıyordu biz de orada oturuyorduk sohbet, çay ve kahve içiyorduk sabah 3'e kadar, ondan sonra evimize gelip istirahatımıza çekiliyorduk. 15 Temmuz boyunca yaşanan nöbetler de hep aktiftik yani.